Haber

MSKÜ Sorumluluğunda Yürütülen Kazılarda, Orta Tunç Çağı'ndan Yerleşim İzleri Bulundu

Son Güncelleme : 05.09.2023 00:00
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinin (MSKÜ) destekleriyle yürütülen Asarcık Tepesi kazılarında, Anadolu Selçuklu Dönemi ile Hitit Uygarlığından Orta Tunç Çağı'na uzanan kültür tabakalarına ulaşıldı. 

Asarcık Tepesi kazıları, Muğla Valiliği ve Kavaklıdere Belediyesinin destekleriyle; Muğla Müze Müdürlüğü başkanlığında ve MSKÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Özer’in bilimsel sorumluluğunda 2022 yılının Mayıs ayında başladı.

Muğla'nın Kavaklıdere ilçesinde bulunan Asarcık Tepesi'nde 2 yıldır devam eden kazılarda, Anadolu Selçuklu Dönemi’ne, Hitit Uygarlığı’na ve Orta Tunç Çağı'na ait bulgular elde edildi.

Doç. Dr. Bekir Özer, bugüne kadar gerçekleştirilen kazı ve araştırmalar sonucunda Asarcık Tepe’de yerleşimin MÖ 3. bin yılın sonuna işaretlendiğini söyledi.

Kazı sorumlusu Doç. Dr. Bekir Özer, Asarcık Tepesi çalışmalarına ilişkin şunları kaydetti:
 
“Oldukça dik bir tepenin düzlüğünde konumlanan yerleşim izleri, sonraki kültürel dönemlerde sürekli tahrip edilmiştir. Bu nedenle Asarcık Tepe’nin kültürel sürekliliğini oluşturan tabakalar Orta Çağ ve Erken Hellenistik Dönem dışında son derece sınırlı veriyle günümüze ulaşmıştır. MÖ 2. bin yıl yaşam izlerini taş ve kerpicin yapı malzemesi olarak kullanıldığı mekân temelleri oluşturur.  Yine bu mekanlar ile bağlantılı çoğunlukla çanak çömlekten oluşan; yer yer taş alet ve dokumacılığın izlerinin işareti olan ağırşakların ele geçirildiği materyal kültürü bileşenleri ile de karşılaşılmıştır. MÖ 1200 ile MÖ 330-320 yılları arasında yerleşimin devam ettiğini ise Kıyı Ege ve İç Batı Anadolu ile bağlantılı çanak çömlek buluntular kanıtlar. Bu süreç ile ilişkili tepenin doğu ve güney yamaçlarında yer yer iyi korunmuş olduğu gözlenen Demir Çağı suruna ait kalıntılar görülebilmektedir.”
 
“Tepede karşılaşılan son kültür dönemi Orta Çağ ile ilişkilidir. Bugün buraya gelen birini yer yer 3,5 metre yüksekliğinde korunmuş kuleler ile desteklenmiş; 2,5 metre yüksekliğinde ve 2 metre kalınlığında sur duvarları karşılar. Savunma sisteminin içi son derece sık bir mimari dokuya sahiptir. Bazı mekanlarda gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ve sur duvarı üzerinde özellikle kapıların olduğu bölümdeki kazılar, tepenin MS 13. yüzyılın ilk yarısında yangın geçirdiğine işaret eder. Bu veri bizi şaşırtmaz çünkü bölgenin Menderes Vadisi üzerinden gelen Türk akınlarıyla feth edilmesinin somut arkeolojik kanıtı olarak görülmelidir. Dolayısıyla Asarcık Tepe’nin bulunduğu bölge çağlar boyunca güneybatı Anadolu’yu hakimiyeti altına almak isteyen tüm güçlerin zorunlu geçiş güzergahlarından biridir. Söz konusu bu durum günümüze ulaşmış arkeolojik mirasın oluşmasına da yansımıştır.”

 
Basın, Halkla İlişkiler ve Protokol Müdürlüğü Tarih : 05.09.2023 00:00
Okunma Sayısı : 1407