Dünyayı etkisi altına alan Corona Virüs salgını sürecinde öğrencilerimiz uzaktan eğitimlerine devam ederken, öğretim elemanlarımız da akademik çalışmalarına yoğunlaşmış durumdalar. Üniversitemizin son yıllarda oluşturduğu bilimsel proje alt yapısı, her geçen gün çok önemli meyveler vermeye devam ediyor… İşte buna en güzel örneklerden biri olan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Deniz Genç ve çalışma ekibi de bugünlerde çok değerli bir projeye imza atıyor. Küresel anlamda çok farklı bir rekabet çağının içerisinde olduğumuz bugünlerde; ülkemizin bilimsel alanda yapacağı sıçramanın öneminden hareketle "online ortamda" kıymetli hocamızın projesi üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik…
-
Hocam öncelikle sizleri biraz daha yakından tanımak adına akademik yaşantınızdan bizlere kısaca bahseder misiniz?
Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümünden mezun olduktan sonra Yüksek Lisansımı Kadir Has Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Biyokimya Anabilim Dalı’nda, Doktora eğitimimi Marmara Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Alerji-İmmünoloji Bilim Dalında tamamladım. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde Mart 2019’dan bu yana öğretim üyesi olarak görev yapıyorum. Doktora eğitimim boyunca alerji-immünoloji, romatoloji, dermatoloji, nöroloji, yoğun bakım ve diş hekimliği alanında uzmanların liderliğinde amyotrofik lateral skleroz (ALS), Romatoid Artrit, alerjik astım, siroz, Crohn hastalığı, kemik defektleri, glokom ve sepsisin mezenkimal kök hücreler ile hücresel tedavisi konusunda birçok proje ve çalışmaya katılarak önemli deneyimler kazandım. Yapmış olduğumuz çalışmalarla doktora eğitim sürem boyunca ulusal ve uluslararası toplantılarda 7 adet bilimsel çalışma ödülü aldık. Bu konuda benim için en önemli kazanım multidisipliner platformda yenilikçi bakış açısı kazandıran projeler üretmekti.
-
Şu anda çok değerli bir bilimsel proje yürütüyorsunuz bu proje hakkında okuyucularımızı biraz bilgilendirebilir misiniz?
Projemiz, dental (diş) mezenkimal kök hücrelerin, otoimmün inflamatuar bir hastalık olan Primer Sjögren Sendromunun tedavisinde etkinliğini ortaya koymak üzerine planlanmış Tübitak 3501 projesidir. Çalışmamız, benimle birlikte Prof. Dr. Emine Figen Tarhan, Prof. Dr. Akın Aladağ, Prof. Dr. Aziz Bülbül, Dr. Öğr. Üyesi Yelda Dere, Dr. Öğr. Üyesi Serhat Sezgin olmak üzere üç danışman, iki araştırmacı ve iki lisansüstü bursiyerden oluşan romatoloji, immünoloji, diş hekimliği, patoloji gibi uzmanlık alanlarını kapsayan multidisipliner bir araştırma projesi.
Çalışmamızda, bu hastalıkta ortaya çıkan, doku hasarına sebep olan bağışıklık hücrelerinin hedef alındığı, diğer doku veya hücrelere zarar vermeyen ve aynı zamanda hasarlanmış dokunun onarımına da katkı sağlayabilen yeni bir hücresel tedavi yönteminin geliştirilmesi amaçlıyoruz. Daha önce yapmış olduğumuz çalışmalardan elde ettiğimiz veriler ve literatürde bulunan güncel çalışmalar dental mezenkimal kök hücrelerin, ek bir cerrahi işlem gerektirmeden diğer kaynaklardan daha kolay elde edilebildiğini, daha fazla çoğalabildiğini, daha hızlı doku onarımı gerçekleştirdiğini, çok sayıda hücre çeşidine farklılaşabildiğini ve aynı zamanda bağışıklık düzenleyici etkiye sahip olan yeni bir kaynak olduğunu gösterdi.
Ağız içi, özellikle diş pulpası, diş folikülü, diş eti gibi dental dokular çok sayıda kök hücre için potansiyel birer kaynaktır. Ancak, bu kaynaklar her diş tedavisi işlemi sonunda atılmaktadır. Biz bu kök hücreleri geri kazanıp projemizle birlikte Primer Sjögren Sendromunun tedavisinde ve bundan sonra gerçekleştireceğimiz tedavisi sınırlı düzeyde olan diğer hastalıkların tedavisi konusunda yapacağımız çalışmalarda kullanılmak üzere izole edeceğiz. Projemiz MSKÜ Araştırma Laboratuvarları Merkezi’nde bulunan İmmünoloji ve Kök Hücre Laboratuvarı ile MSKÜ Deney Hayvanları Merkezinde gerçekleştirilecek. Rektörümüz Prof. Dr. Hüseyin Çiçek çalışmalarımızı gerçekleştirmemiz için laboratuvarımızın kurulması aşamasında bizlere destek verdi, bu vesileyle kendisine çok teşekkür ediyoruz
-
Peki Hocam, bu projenin önceki çalışmalardan farkı nedir?
Primer Sjögren Sendromu (PSS) hayat kalitesini çok düşüren, bağışıklık sistemi baskılamanın ve semptomatik tedavinin dışında kesin tedavisi olmayan bir hastalıktır. Primer Sjögren Sendromunda kemik iliği ve yağ dokusu kök hücrelerinin tedavi edici etkinliğine dair literatürde üç çalışma bulunuyor, ancak doku yenileme üzerine etkisi veya hastalığın gelişiminde rol oynayan tüm bağışıklık sistemi hücreleri üzerindeki etkisi bildirilmemiştir. Mezenkimal kök hücrelerin birbirlerine göre avantaj ve dezavantajları vardır. Dental kök hücrelerin diğer kaynaklara göre birçok avantajı bulunmaktadır. Dental kök hücrelerin Sjögren Sendromunda hem immün düzenleme hem de doku yenilenmesi üzerindeki etkisi ilk kez çalışılacaktır. Sjögren Sendromunda Dental kök hücrelerin yeni bir hücre kaynağı olarak ilk defa araştırılacak olması ve doku yenilenmesi üzerindeki katkısının araştırılması yönüyle özgün bir çalışma olacaktır. Bunun sonucunda dental kök hücrelerin terapötik etkinliğinin önerilmesi için en etkili uygulama yolu belirlenecektir. Böylece kliniğe aktarım için bir yol çizilmiş olacaktır.
-
Projeniz tamamlandığında bilimsel anlamda Ülkemiz nasıl bir kazanım elde etmiş olacak?
Proje tamamlandığında Primer Sjögren Sendromunun tedavisinde yeni bir yöntem kazandırılmış olacak. Aynı zamanda bu çalışma Primer Sjögren Sendromunun ve inflamatuar hastalıklarda doku yenilenmesi üzerine yapılacak diğer çalışmalara da ışık tutacaktır. Proje başarıyla sonuçlandıktan sonra tedavi için önerdiğimiz diş kök hücrelerin bu hastalıkta tedavisini insan üzerinde denemek için klinik aşamaya taşımayı planlıyoruz. Primer Sjögren Sendromunda diş kök hücrelerin salgı bezi rejenerasyonu ve immün düzenleme gerçekleştirmesi hem hastanın tedavi edilmesini hem de hayat kalitesinin artmasını sağlayacaktır. Ayrıca, ülkemizdeki üniversiteler içinde inflamatuar hastalıkların mezenkimal kök hücre ile tedavisi konusunda çalışan az sayıda ekipten biri olacağız. Projemizle birlikte bu alanda çalışacak yeni araştırmacılar kazandırılmış olacaktır. Bunun yanı sıra, projenin sonuçlarının etki değeri yüksek uluslararası dergilerde yayınlanmasını hedefliyoruz.
-
Gelecekte üzerine eğilmeyi düşündüğünüz farklı alanlar var mı?
Gelecekte üzerinde çalışmayı planladığım farklı hastalıklar da bulunuyor. Hatta bu çalışmaların planları hazırlandı ve ön deneme çalışmalarına başlamak üzereyiz.
Bu proje bizim için pSS hastalığında az sayıda çalışmanın bulunması, tedavisinin sınırlı olması ve salgı bezine ait doku yıkımının belirgin olduğu bir hastalık olması sebebiyle bir başlangıç çalışması. Bundan sonraki çalışmalarda hedeflerimiz, otoimmün inflamatuar hastalıklar olan Romatoid Artrit, Sistemik Lupus Eritematozus ve Behçet Hastalığının hücresel tedavileri üzerinde çalışmak. Ayrıca, kolon kanseri ve meme kanseri gibi kanser türlerinde veya ülseratif kolit gibi bazı inflamatuar hastalıkta dokuların bir kısmı veya tamamının alınması gerekebiliyor. Bu durumda farklılaştırılmış veya yönlendirilmiş mezenkimal kök hücreler ile doku replasmanının yapılabilmesi için yeni çalışmalar hedefliyorum.
Üniversitemizin bu amaçlar için kurmuş olduğu Araştırma Laboratuvarları Merkezi İmmünoloji ve Kök Hücre Laboratuvarında çalışmalarımıza devam edeceğiz. Ana hedefim, gerçekleştireceğimiz birçok çalışma ile laboratuvarımızın kapsamını genişleterek, Üniversitemizde kök hücre araştırma ve uygulama merkezi konumuna taşımak. Bu sayede ulusal ve uluslararası akademik kurumlardaki araştırmacılarla iş birliği halinde çalışabilecek ve yeni birçok çalışmaya öncülük edebileceğiz.
-
Akademik yaşantının dışında kendinize nasıl zaman ayırıyorsunuz?
Akademik yaşantımın dışında eşim ve kızımla zaman geçiriyorum. Muğla ili bu anlamda çok avantajlı, öyle ki şehir hayatına ait stres hissettirmeyen doğa bütünlüğü bozulmamış az sayıda şehirlerimizden biri. Biz de fırsat buldukça şehrimizin doğal güzelliklerini keşfetmeye çıkıyoruz. Bunun dışında dünya mutfağına da ilgim çok. Zaman buldukça farklı lezzetler ortaya çıkarmak terapi gibi geliyor.