Dijital teknolojiler nasıl iletişim kurduğumuza, nasıl öğrendiğimize, nasıl çalıştığımıza ve nasıl yaşadığımıza dair geleneksel yapıları, yöntemleri ve düşünceleri dönüştürmeye devam ediyor. Ancak bir başkasına veya bir kuruma bağımlı ve sorunlu bir yaşlılık dönemi geçirme olasılığı bulunan özellikle 65 yaş ve üstü insanlar, dijital çağın avantajlarından faydalanamıyor.
İşte bu eşitsizliklerden hareketle Üniversitemiz Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Çağlar Özbek ve ekibi, TÜBİTAK ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında açılan “COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler" başlığıyla çağrıya sunulan proje çerçevesinde özellikle dezavantajlı grupların dijital bütünleşmesine katkı sağlayacak bir proje yürütüyor. Bu dezavantajlı gruba dijital yetkinliklerin kazandırılmasını hedefleyen "65 Yaş Üstü Kadınlara Sosyal İzolasyon Altında Gerekli Dijital Yetkinliklerin Kazandırılması" başlıklı projeleriyle ile ilgili detayları proje yürütücüsü Dr. Öğr. Üyesi Çağlar Özbek’e sorduk.
Projeniz hangi fikir ışığında gelişti?
Ortaklaşma fikrinden. Birçoğunun tersine akademide ortaklaşmaya inanıyorum. Bu düşüncenin gelişmesinde Muğla Sosyoloji’nin katkısı büyüktür. Sosyoloji Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışırken, birçok ulusal ve uluslararası ölçekli projelerde araştırmacı olarak çalıştım. Bir süredir Müge (Adnan) Hoca’yla birlikte dijitalleşme üzerine sohbetler ediyorduk. Benim dezavantajlı gruplarla ve özellikle toplumsal cinsiyet alanında çalışmam, kadınların dijitalleşme üzerine pratiklerinin ne olduğunu merak etmekle başladı aslında. Bir taraftan ikimiz de Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi bünyesinde yer alan, koordinatörlüğünü Prof. Dr. Muammer Tuna’nın yürüttüğü Tazelenme Üniversitesinde dersler veriyoruz. O yüzden fikrin olgunlaşması çok zaman almadı.
Konuya karar verdikten sonra, iletişim halinde olduğumuz diğer arkadaşlarımızın da katkılarıyla ekibimiz oluştu ve hep birlikte, çoğu zaman toplantılar yaparak proje fikrini oluşturduk ve olgunlaştırdık.
Benim akademik formasyonum Sosyoloji ile yoğruluyor. Ama ekibimizde bilgisayar ve öğretim, eğitim bilimleri, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri, kamu yönetimi bölümlerinde yer alan araştırmacı ve bursiyerlerimiz var. Bu yüzden disiplinler arası bir ekiple birlikte çalışacağız.
Çalışmanızı hangi yöntemle ve hangi aşamalarda gerçekleştireceksiniz?
Çalışmada iki aşamalı bir yöntemsel model kullanacağız. Geliştireceğimiz soru formuyla ilk etapta 65 yaş üstü Muğla Menteşe’de yaşayan kadınların dijital yeterlilik seviyelerini ölçeceğiz. Buradaki temel düzeyler belirlendikten sonra ikinci etapta, örneklem grubumuza yönelik bilgilendirici eğitim videoları çekilecek. Bu noktada proje ekibimizde yer alan Eğitim Fakültesine bağlı akademisyenlerin katkıları büyük olacak. Dolayısıyla bir taraftan sosyolojik bir analiz diğer taraftan da somut politika önerilerinin uygulanabilirliğinin ölçüldüğü bir çalışma olacak.
Projenizde 65 yaş ve üstü kadınları odağınıza almanızın nedeni nedir?
Kadınların dezavantajlılığı literatürde sıklıkla yer alan bir konudur. Hatta feminist çalışmalar bu anlamda kendi içinde oldukça farklılaşmış ve farklı kadınlık deneyimlerinin farklı dezavantajlılıkları çalışmalara konu olmaya devam ediyor. Yaşlılık çalışmaları ya da gerontoloji ise, tüm dünyada oldukça yakın bir tarihe kadar göz ardı edilen bir dezavantajlılık durumuydu. Bütün bu resmin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan ayrımcılıktan ise en çok ve maalesef ki kadınlar etkileniyor.
Kadınların bu anlamda yetkinlik kazanması, sadece kendileri için değil, çevrelerindeki insanların yaşam pratikleri için de önem arz ediyor. Bu çalışma elbette birçok farklı grup üzerinden çalışılabilirdi ancak hiçbirisi kadınlık deneyimlerinin yarattığı etkiden daha önemli olmayacaktı.
65 yaş ve üstü kadınların dijital yetkinliklerinin arttırılması, bu dezavantajlı grup ile birlikte bu yaş grubunun sosyal çevrelerine ne tür katkılar sağlayacaktır?
Az önce de değindiğim gibi, bu çalışmanın çıktıları sadece örnekleme konu olan kadınları değil, araştırma evreninin tamamı için önem teşkil etmekte. Öncelikle feminist hareketin yöntemsel bir model gibi kullandıkları, “deneyim aktarımı” tekniği, kendi aralarında edindikleri bilgi ve tecrübeleri, dışarıdaki kadınlara da aktarmalarını sağlayacaktır. Ve her şeyden önce dijital dünyada kendi kendine yetebilen kadın, her alanda olduğu gibi, sonrasında aile içinde yer alan diğer fertlerin farkındalık süreçlerini de etkileyecektir.
Projenizi farklı disiplinleri bir araya getiren bir çalışma ile yürüteceğinizi söylediniz. Proje sonucunda 65 yaş ve üstü kadınlara dijital yetkinliklerin kazandırılmasına yönelik ne tür faaliyetlerde bulunacaksınız?
Bu aslında projenin kısıtlarıyla doğrudan ilgili. Süreç devam ederken de şekillenecek bir dolu faaliyet ortaya çıkacaktır. Şimdilik proje tamamlandıktan sonra bir çalıştay düzenleyip, benzer çalışmaları da kapsayan bir programla deneyimlerimizi paylaşmayı istiyoruz. Bunun yanında elbette akademik bilginin yayılması için çalışmanın yayınlaştırılması söz konusu. Ayrıca bir web sitesiyle, örneklem grubu dışında kalan kadınlara ve erkeklere de ulaşmayı hedefliyoruz.