Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) 2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı Mezuniyet Töreni, büyük bir coşkuya gerçekleştirildi.
Muğla Atatürk Stadyumu’nda gerçekleşen törene Muğla Vali Yardımcısı Ali Yılmaz, Muğla Milletvekilleri Gizem Özcan, Süreyya Öneş Derici, Cumhur Uzun, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Cumhuriyet Savcısı Arif Ulusoy, MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar, MSKÜ akademisyenleri ile personeli, çok sayıda davetli, binlerce öğrenci ve ailesi katıldı.
Mezuniyet Töreni, yaklaşık 2500 mezun öğrencinin geçit töreni ile başladı. Öğrenciler büyük bir gururla ve heyecanla ailelerini, öğretim üyelerini ve protokolü selamladı.
Törende Rektör Prof. Dr. Turhan Kaçar, mezun öğrencilere seslendi. Prof. Dr. Turhan Kaçar konuşmasına, 6 Şubat'ta Hatay ve Kahramanmaraş hattında meydana depremlerde hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek başladı.
Prof. Dr. Kaçar sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok değerli öğrenci arkadaşlarımız, geçtiğimiz yıllardaki pandemi sürecinden ve bu yıl yaşadığımız deprem felaketinden dolayı birkaç yıldan bu yana eğitiminiz çok da arzulanan bir şekilde gerçekleşmedi. Bu elbette hiç birimizi mutlu etmedi. Tek tesellimiz, sizlerin “bilgiyi sevgiyle bütünleştiren” bu kurumdan, açık fikirli bireyler olarak eğitimin yaşam boyu devam ettiğinin bilinciyle ayrılıyor olmanızdır. Bugün artık hayatınızın en güzel yılları diyebileceğiniz üniversite eğitiminizi başarıyla tamamladınız. Üniversite hayatınızda güzel anılar, güzel dostlar biriktirmiş olmanızı diliyorum. Bu dostluklarınızı yaşamınız boyunca kaybetmemenizi temenni ediyorum. Üniversite yıllarında elde ettiğiniz deneyimler ve öğrendikleriniz hayatınız boyunca sizlere eşlik edecektir. Önünüzde kendinize, ailenize, ülkemize ve devletimize karşı sorumluluklarınızın olduğu bilinciyle yapacağınız çok şey var. Bu süreçte elde edeceğiniz başarı ve toplumsal katkı sizleri ve ailelerinizi olduğu kadar bizleri de onurlandıracaktır. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinin kapısının sizlere her zaman açık olduğunu unutmayın. Burası sadece gençliğinizde birkaç yılınızı geçirdiğiniz bir kurum değil, verdiği eğitimle zihninizin rafine olduğu, entelektüel kimliğinizin şekil aldığı bir kurum ve paydaşınızdır. Onun için mezuniyeti bir ayrılık olarak görmeyin. Hayatta elde ettiğini başarılarınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın. Üniversitenizi sık sık ziyaret edin, bizimle görüşün. Her zaman sizin yanınızda olmak bizim olağan refleksimizdir. Biliyorsunuz bizim en büyük ödülümüz, sizlerin başarısı ve mutluluğudur.”
“Sevgili öğrenciler, bundan sonraki hayatınızda yolunuza çıkacak zorluklar ve sıkıntılar karşısında cesur olun ve asla ümitsizliğe düşmeyin. Kişisel ve toplumsal geleceğinizi inşa etmek için mücadeleden asla vazgeçmeyin. Sizlere cüretkar değil cesur olmanızı bilhassa tavsiye ediyorum, çünkü cesaret, her saatte, her dakikada hayatın yolunuza çıkaracağı maddi ve manevi engelleri, bıkıp usanmadan aşma çabasıdır. Cesur olmak, kendi yaşamını ve yaptıklarını iyi anlamak, değerlendirmek ve yaptığımız olası yanlışların üstesiden gelebilmektir. Cesaretin, hatalarımızdan ders c¸ıkardıgˆınız su¨rece, bizleri bilginin en o¨nemlisine, yani “insanın kendini bilmesine” ulaştıracağını unutmayın.
Sevgili öğrencilerimiz, bilgiyi arama yolundan asla ayrılmayın. Çünkü bu arayış bizleri, bu hayatta var olmuş olmamızın kayda değer bir anlam ifade edip etmediği sorusuna götürecektir. Çünkü bu soru hem yakıcıdır hem de çalışma ve iz bırakma konusunda motive edicidir. Bu arada izninizle bir hususu içtenlikle paylaşmak istiyorum. Dışarıda akademi mensubu olmayan insanlar çoğunlukla, mesleğimizdeki konumumuzu idari görevimizle bağlantılı olarak değerlendirirler. Oysa alakası yok. Ebedi öğrenciler olan biz akademisyenler hayatımız boyunca, işini layıkıyla yapmaya çalışan bir öğretim üyesi olmaya gayret ederiz. Bütün idari görevler geçicidir, kalıcı olan geriye bıraktığımız akademik mirastır, yani hocalık ve yaptığımız yayınlardır. Çünkü bizler yaptığımız yayınlarla yüzlerce yıl sonra bile dipnotlarda yaşamaya devam edeceğimizi biliyoruz ve bu tutkuyla çalışıyoruz. Üstlendiğimiz idari görevler, bilime, siz öğrencilerimize ve topluma iz bırakacak bir katkı yapıyorsa o zaman bir anlama sahiptir, yoksa pek de bir değeri yoktur. Sevgili öğrencilerimiz, yarın ulaşacağınız makam ve mevkileri sadece toplumumuza ve devletimize hizmet için bir araç olarak görün amaç olarak değil. Hepimiz için en büyük tehlike, mahkemenin kadıya mülk olduğu hevesine kapılarak makam ve mevkilerimizi amaç haline getirmemiz ve bilgiyi arama yolculuğundan vazgeçmemizdir. Sadece yolda olmak bize gerçek başarıyı getirecektir ve gerçek başarı, baki kalan şu kubbede bir hoş sada bırakabilmekten başka nedir ki.”
“Sevgili mezunlarımız, bu duygu ve düşünceler içerisinde, mezuniyetinizi gönülden kutluyorum. Bundan sonraki hayatınızda hepinize sağlıklı, mutlu, başarılarla dolu ve cesur bir ömür diliyorum. Yüce Allah, bahtınızı ve yolunuzu açık etsin."
Konuşmaların ardından mezun öğrenciler 10'dan geriye saydıktan sonra keplerini havaya fırlattı.
Mezuniyet sevincini arkadaşlarına sarılarak paylaşan öğrenciler, ardından çalan müzikle doyasıya eğlendi.