Üniversitemizde geleneksel hale gelen ve ülkemizin en uzun soluklu “Geleneksel Sosyoloji Günleri” başladı.
Üniversitemiz Sosyoloji Topluluğu tarafından bu yıl 22.’si düzenlenen Geleneksel Sosyoloji Günleri, 08-10 Mayıs 2019 tarihleri arasında Şehit Polis Yaşar Özlem Amfi ’sinde gerçekleşecek.
Geleneksel Sosyoloji Günleri’nin açılışı her yıl olduğu gibi bu yıl da, Üniversitemiz Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü Öğr. Gör. Demet Doğruöz ile Güzel Sanatlar Bölümü Öğr. Gör. Erhan İşseveroğlu’nun sunduğu müzik dinletisi ile başladı.
Her yıl farklı başlıklar altında düzenlenen Sosyoloji Günleri’nin açılışında konuşan Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muammer Tuna, “Bizim burada yaptığımız bizatihi bir sosyoloji eylemidir. Burada toplumu anlamaya, anlamlandırmaya, özgürleştirmeye ve tüm toplumsal işleyişleri bir adım ileriye taşımak için çaba sarf ediyoruz. Bu eylemi neredeyse Üniversitemizin kuruluşundan beri gerçekleştiriyoruz ve kuşaktan kuşağa aktarmak için de elimizden gelen gayreti göstereceğiz” dedi.
Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sebahattin Çevikbaş da, toplumsal gerçekliğimizi anlamanın yolunun sosyolojiden geçtiğini belirterek, “ Eğer siz kendi toplumunuzu anlamazsanız, birilerinin anladığı gibi anlamaya mecbur kalırsınız. Zira bundan böyle toplum yönlendirilmiş olacak, bir daha asla kendini anlamaya ve anlamlandırmaya açmayacaktır. Böylece toplumsal gerçekliğimiz başkaları tarafından çarpıtılmış haliyle sunulmuş olacaktır. Bu bağlamda kendimizi en iyi şekilde ortaya koymamız lazım” diyerek, güçlü bir ülke olmanın yolunun sosyolojiden geçtiğini ifade etti.
Sosyal bilimlerin diğer disiplinlerin gelişimde mihenk taşı olduğuna vurgu yapan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Çiçek de, toplumbiliminin insan topluluklarının bir arada yaşayışlarını, iktidar ilişkilerini ve maddi üretim süreçlerinin toplumsal çıktılarını irdelemesi nedeniyle çok önemli bir alan olduğunu söyledi. Prof. Dr. Çiçek, “Topluluklar halinde yaşayan insanlar arasında farklı sembolik anlamlar, çatışmalar, sınıf ayrımları ve iktidar ilişkileri mevcut hale gelmiştir ve bu anlamların tümünde nedensellik ilişkileri vardır. Bizler modern tarihte bu anlam ağlarını sosyoloji disiplini sayesinde çözümlerken, aslında insana dair bilginin arkeolojisini de yapmaktayız. İşte odağında insan ve toplum olan bu bilim dalının bizlere söyleyeceği çok şey var. Bu nedenle sosyolojik çözümleme yapmadığımız sürece, içerisinde bulunduğumuz dünyayı ve mevcut ilişki ağlarını anlamamız mümkün değildir” diyerek sözlerini noktaladı.
Her yıl çeşitli Üniversitelerden alanında başarılı öğretim üyeleri ile öğrencileri ağırlayan Geleneksel Sosyoloji Günleri, bu yıl toplumsal yaşamımıza ışık tutacak önemli konuları tartışmak üzere onlarca araştırmacıyı konuk edecek.
Sosyal medya, teknoloji, toplumsal cinsiyet, sekülerleşme ve göç konularının tartışılacağı oturumlar arasında, zaman zaman kısa film ve tiyatro gösterimleri de olacak.