Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) tarafından yürütülen Amos Antik Kenti arkeolojik kazılarında, MS. 3. yüzyılda gerçekleşen ve buradaki iskânı sona erdiren büyük depremin izleri ortaya çıkarıldı.
Günümüzde Muğla’nın Marmaris ilçesi Turunç beldesi Kumlubük mevkii sınırları içerisinde yer alan Amos Antik Kenti, Bozburun Yarımadası’nın önde gelen kentlerinden biri. Amos’taki ilk kazı çalışmaları 1948 yılında gerçekleştirilmişti ve oldukça kısa sürmüştü. Ardından 2019 yılında MSKÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Gürbüzer başkanlığındaki ekip, bölgedeki arkeolojik yüzey araştırmalarını yeniden başlattı.
Kazılarda sahne binası batı kanadında depreme ait izlere ulaşıldı. MS. 3. yüzyılda şiddetini hissettiren depremler dolayısıyla, kentin en prestijli yapısı olan tiyatronun bir daha kullanılamadığını söyleyen Doç. Dr. Mehmet Gürbüzer, sonrasında kentin terkedildiğini ve bir daha iskân görmediğini belirtti.
Günümüzde de devam eden araştırmalar ile birlikte aynı zamanda Amos’un sınırları ve bu sınırlar içerisindeki iskânların somut izleri de belgelendi.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün vermiş olduğu izin ve destekler ile yürütülen Amos Antik Kenti kazıları, 2022 yılından itibaren Cumhurbaşkanı kararlı kazı statüsüne ulaştı ve aynı yıl Türk Tarih Kurumu tarafından desteklenen kazılar arasında yerini aldı.
Amos Antik Kenti
Günümüzde Muğla ili Marmaris ilçesi Turunç beldesi Kumlubük mevkii sınırları içerisinde yer alan Amos Antik Kenti, Karia Khersonesos’u olarak anılan Bozburun Yarımadası’nın önde gelen kentlerinden biridir.
Bir burun şeklinde denize doğru uzanan 100 m yüksekliğindeki Asarcık Tepesi üzerinde yükselen Amos Antik Kenti, müstahkem bir tepe yerleşimi özelliğine sahiptir. Tepeyi çevreleyen surlar, kuleler, şehir kapıları, antik tiyatro, kutsal alanlar, tapınaklar ve sivil konutlar kentten günümüze kalan başlıca yapılar olarak sıralanabilir. Kentin en üst noktası olan akropolisteki kutsal alan tanrıça Athena’ya adanmış olmalıdır. Onun hemen aşağısındaki terasta uzanan kutsal alan ise tanrı Apollon’a aittir. Burada bulunan kira sözleşmelerine ait yazıtlar kentin antik dönemdeki sosyo-ekonomik hayatına ve antik dönem ziraatına dair önemli bilgiler içerir.
Her iki kutsal alan Hellenistik döneme tarihlenmektedir. 1000 kişi kapasiteli antik tiyatro MÖ. 2. yüzyılda inşa edilmiş ve MS. 3. yüzyıla kadar kullanım gördüğü süre içerisinde özgün tasarımını korumuştur.
Amos Antik Kenti, Bozburun Yarımadası’nda bulunan 10’dan fazla antik kent arasında, tiyatrosu olan tek kent olma özelliğine sahiptir. Yer yer 4 metre yüksekliğe ulaşan kent surlarının içerisinde kalan sivil konutlar, tepenin kuzey yamacı boyunca sıralanmaktadır. Tiyatro kapasitesi ve sivil konutların sayılarından hareketle kent nüfusunun yaklaşık 3000 kişi olduğunu söylemek mümkündür.
Amos tarihine ilişkin en erken veriler MÖ 10. yüzyıla kadar geriye gitmektedir. Şu an için 3000 yıllık bir kent tarihinden söz edebileceğimiz Amos, MÖ. 4. yüzyıldan başlayarak, MS. 2. yüzyıla kadar Rodos’un egemenliği altında bulunmuştur. MS. 3. yüzyılda peş peşe gerçekleşen yıkıcı depremlerden dolayı kentteki iskân sona ermiştir. Antik kaynaklar, Amos’un verimli tarım arazileri olduğunu ve bunları kiraya verdiğini aktarmaktadır.